ensonhaber.com

Mart ayının son haftasındayız. Her yıl olduğu gibi bu yıl da Kütüphaneler Haftası’nı kutluyoruz. Kütüphaneler insana eşsiz kapıları açıyor. Bunun için kütüphaneye gitmek, kitap okumak, zaman geçirmek için en iyi uğrak yerleri arasında yer alıyor. Türkiye’de 1964 yılında Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren ve o günden beri düzenli olarak kutlanan Kütüphaneler Haftası kutlu olsun. Kütüphanelerin sadece ders çalışmak için sık sık gidilen bir yer olması, son yıllarda tartışılan bir konu haline geldi.

Peki, kütüphaneler sadece ders çalışmak için mi varlar? Elbette hayır, ama özellikle öğrencilerin sınav zamanlarında hınca hınç doldurduğu kütüphanelerin varlığı tartışma konusu olmaya devam ediyor.

Kütüphaneye gidip kitap almak ya da araştırma yapmak günümüzde pek olası bir şey değil. Nitekim kütüphane artık ceplere sığdı ve neyi merak ediyorsak hemen cep telefonumuzu alıp bakar, öğreniriz ne öğrenmek istiyorsak…

Kütüphanelerin varlığı

Kütüphanelerin ders çalışma alanına dönmesi son yıllarda iyice çoğaldı. Öğrencilerin okuldan sonra gidip saatlerce ders çalışması ve nerdeyse hiç kitap okumamaları yeni bir tartışmayı doğurdu. Oysa kütüphaneye gidip adımızı yazdırıp, ödünç kitap almak onu okumak ve geri getirmek yok olmakla karşı karşıya…

Kütüphanelerde boş yer sorunu

Kitapseverler hafta sonu ya da hafta içi belli günlerinde kütüphaneye gidip kitap okumak istiyorlar ama çoğu zaman boş yer bulamıyorlar. Öğrencilerin tıklım tıklım doldurdukları salonda yer bulmak neredeyse imkansız. Öte yandan sınavlar bittikten sonra öğrenciler kütüphaneye bir diğer sınava kadar pek uğramıyor.